Gurbet elde bir hal geldi başıma
Ağlama gözlerim mevlam kerimdir
Derman arar iken derde düş oldum
Ağlama gözlerim mevlam kerimdir
Huma kuşu yere düştü ölmedi
Dünya Sultan Süleyman’a kalmadı
Dedim yare gidem nasip olmadı
Ağlama gözlerim mevlam kerimdir
Kağıda yazılmış ufak yazılar
Anadan ayrılmış körpe kuzular
Derdi olan yüreğinden sızılar
Ağlama gözlerim mevlam kerimdir
Abdal Pir Sultan’ım böyle buyurdu
Ayrılık gömleğim biçti geyirdi
Ben ayrılmaz idim felek ayırdı
Ağlama gözlerim mevlam kerimdir
Ağlayı ağlayı durma karşımda
Dost beni gönder de var andan ağla
Kirpikleri top top etmiş kaşında
Dost bizi gönder de var andan ağla
Dostun zülüfleri bölük bölüktür
Menim ciğerciğim delik deliktir
Muhabbetin sonu tez ayrılıktır
Dost beni gönder de var andan ağla
Başına bağlamış aldır valası
Aldı beni kaşlarının karası
Hasan ile Hüseyin’in anası
Dost beni gönder de var andan ağla
Başına bağlamış al ile sarı
Arkamızca etme ah ile zarı
Koca Pir Sultan’ın gül yüzlü yarı
Dost bizi gönder de var andan ağla
Aman hey erenler mürvet sizindir
Öksüzüm yetimim amana geldim
Garibim bi-kesim himmet sizindir
Ağlayı ağlayı Selman’a geldim
Şah’ın bahçesinde ben garip bülbül
Efkarım mükedder halim pek müşkül
Koparmadım asla, kokladım bir gül
Kafir oldum ise imana geldim
Gönül şahinini saldım havaya
Yüzüm sürüp geldim ol hakipaya
Gönül sefinesin vermezim zaya
Kıblegahım Şah-ı Merdan’a geldim
Biz Muhammet Ali kullarındanız
Nesl-i Al-i Aba soylarındanız
İmam-ı Cafer’in mezhebindeniz
Server Muhammed’e peymana geldim
İkilik perdesi yoktur özümde
Birliktir gönlümde özüm sözümde
Gece gün düşmüşüm Hak niyazında
Pir Sultan Abdal’ım meydana geldim
Alemlerin serverisin
Ah Hüseyin vah Hüseyin
Şehitlerin serdarısın
Ah Hüseyin vah Hüseyin
Hasan Hüseyin’in yari
Muhammed’in gözü nuru
Hem Ali’nin yadigarı
Ah Hüseyin vah Hüseyin
Zuhur oldun İmam Zeynel
Muhammet Bakır’dan evvel
Didene yanayım gönül
Ah Hüseyin vah Hüseyin
İmam Cafer’dir yarimiz
Musa-i Kazım şahımız
Budur şems ile mahımız
Ah Hüseyin vah Hüseyin
Ali Musa ilim hüner
Muhammet Taki el sunar
Hüseyin’im deyip yanar
Ah Hüseyin vah Hüseyin
Ali Taki Hasan Asker
Muhammet Mehdi ser-defter
İmam-ı Seyyid-i ekber
Ah Hüseyin vah Hüseyin
Pir Sultan haber ver dosttan
Bülbül ötüyor kafesten
Hem gül ağlar hem gülistan
Ah Hüseyin vah Hüseyin
Alçakta yüksekte yatan erenler
Yetişin imdada hangi yere gideyim
Başım alıp hangi yere gideyim
Gittiğim yerde de buldu dert beni
Oturup benimle ibadet kıldı
Yalan söyledi de yüzüme güldü
Yalın kılıç olup üstüme geldi
Çaldı bölük bölük böldü dert beni
Üstümüzden gelen boran kış gibi
Seherin sabahındaki düş gibi
Yavru şahin pençesinde kuş gibi
Çağırta çağırta aldı dert beni
Abdal Pir Sultan’ım gönlüm hastadır
Kimseye diyemem gönlüm yastadır
Bilmem deli dolu bilmem ustadır
Şöyle bir sevdaya çaldı dert beni
Ali Ali der de dönersin dolap
Ne inlersin dolap derdin nerende
Yardan mı ayrıldın yoksa ilinden
Ne inlersin dolap derdin nerende
Dolap Hak dedi de indi ırmağa
İmamlara cehd etti su vermeğe
Muhammed’in hub cemalin görmeğe
Ne inlersin dolap derdin nerende
Sana bir ustanın eli mi değdi
Yoksa bir hoyratın dili mi değdi
Yaz bahar ayının seli mi değdi
Ne inlersin dolap derdin nerende
Kim kesti getirdi seni yerinden
Dağlar taşlar inileşir zarından
Seni kim ayırdı nazlı yarından
Ne inlersin dolap derdin nerende
Sana durma dön mü dedi üstadın
Dağı taşı yıkar senin feryadın
Dönerken taşı mı deldi hoyradın
Ne inlersin dolap derdin nerende
Böyle m’olur aşık hali ahvali
Vardı gamzelerin ırganur dalı
Şimdi sema döner Urum abdalı
Ne inlersin dolap derdin nerende
Pir Sultan Abdal’ım aşka mı uydun
Yoksa nazlı yardan haber mi duydun
Yardan mı ayrıldın ne idi derdin
Ne inlersin dolap derdin nerende
Pir Sultan Abdal – Al-i Yar Semahı
Posted Eylül 6, 2007
on:Yas-ı matem günü derdim yeniler
Yarin sesi kulağımda çınılar
Sordum ki dağlara niçin iniler
Dedi çekticeğim karın elinden
Varıp bir pir ile pazar edersin
Oturup da ikrarını güdersin
Sordum garip bülbül niçin ötersin
Dedi çekticeğim harın elinden
Ser çeşmeden gelir suyun durusu
Nasibimiz verir pirin birisi
Dedim Pir Sultan’ ım benzim sarısı
Dedi çekticeğim yarin elinden
Gözleyi Gözleyi Gözüm Dört Oldu
Ali’ M Ne Yatarsın Günlerin Geldi
Korular Kalmadı Kara Yurt Oldu
Ali’m Ne Yatarsın Günlerim Geldi
Sancak Gele Gele Kazova’ Ya Dikile
Münafık Başına Taşlar Döküle
Mümin Olan Da Hakka Çakile
Ali’ m Ne Yatarsın Günlerin Geldi
Kızılırmak Gibi Bendinden Boşan
Hama’ Dan Mardin’ Den Sivas’ A Döşen
Düldül Eğerlendi Zülfikar Kuşan
Ali’ m Ne Yatarsın Günlerin Geldi
Sene Tekmil Olduğunu Bildiler
Yezit Münafık Gömleğin Giydiler
Kasdeyleyüb İmamlara Kıydılar
Ali’ m Ne Yatarsın Günlerin Geldi
Abdal Pir Sultan’ Im Bu Sözüm Haktır
Vallahi Sözümün Hatası Yoktur
Şimdiki Sofunun Yezidi Çoktur
Ali’ m Ne Yatarsın Günlerin Geldi
Ali’m gelir diye karşı giderler
Ali’nin Düldül’ün bin de göreyim
Bindiği Düldül’ün mehdin ederler
Ali’nin Düldül’ün bin de göreyim
Ayağına altın nallar çaktırmış
Gözlerine yeşil sürme çektirmiş
Üzengisin cevahirden yaptırmış
Ali’nin Düldül’ün bin de göreyim
Kuduretten gem vurulmuş başına
Lezzet vermiş dudağına dişine
Bir nur doğmuş eğerinin kaşına
Ali’nin Düldül’ün bin de göreyim
Üstüne binersen yükseğe basar
Bir dizgin eylesen yel gibi eser
Nice kafirlerin kellesin keser
Ali’nin Düldül’ün bin de göreyim
Pir Sultan Abdal’ım dengi bulunmaz
Bin konaklık yere gitse yorulmaz
Kısmet olsa havalarda görünmez
Ali’nin Düldül’ün bin de göreyim
Muhammet Ali’nin kurduğu yoldur
Ak üstünde kara seçebilirsen
Gönülden itikat söyleyen dildir
Ali’nin sırrına erebilirsen
Erenler der seni ceme katarlar
Kötü amellerin taşra atarlar
Bir gün yularından tutup çekerler
Çektikleri yere varabilirsen
Erenler seni de ceme götürür
Kalmış işlerini anda bitirir
Gördüm Hak evinde mihman oturur
Mihmanın gözüyle görebilirsen
Aslı mervan olan ummana dalmaz
Küfre meyledende aşıklık olmaz
Müminin suali ahrete kalmaz
Dünyada cevabın verebilirsen
Pir Sultan Abdal’ım gonca gül olur
Dört kapıdan sana daim gel olur
Dünyadan ahrete doğru yol olur
Verdiğin ikrarda durabilirsen